29 Eylül 2009 Salı

Fotoğraf makinesi tadında...

Fotoğrafçılara en güzel hediye bunlar olur sanırım. Bana da alırsanız hiç fena olmaz hatta dünyanın en mutlu insanı olurum:)))

USB


MP3 ÇALAR


ÇAKMAK
 
 
 
SAATLER


 
KÜPELER


YÜZÜK


 
 
 
KOLYELER






28 Eylül 2009 Pazartesi

İlginç bir bar

Tesadüf karşıma çıktı ve değişik düşüncesiyle dikkatimi çekti bu bar. Bahsettiğim barda garson yokmuş.Masaya gelen trene siparişinizi bırakıyormuşsunuz ve yine bu tren siparişinizi masanıza getiriyormuş. Bu bar Çek Cumhuriyeti'ndeymiş ismi de Railroad barmış.



 
 
 
 
 
 
 

26 Eylül 2009 Cumartesi

Coca Cola




 8 Mayıs 1886 tarihinde Dr. John S.Pemberton evinin bahçesinde serinletici ve lezzetli bir şurup yaptı. Bu şurup o kadar beğenildiki Dr. John bu şurubu eczanesinde satışa sunmaya başladı. Bardağı 5 cent olarak. Ortağı olan Frank Robinson ise iki C harfinin süper bir uyum olacağını düşünerek günümüze kadar hiç değişmemiş olan Coca Cola amlemini yapmıştır.  Dr. John S.Pemberton öldükten sonra  Coca Cola nın haklarını sadece 2 bin 300 dolara satın alan Asa Candler, ilerde bu kadar büyüyeceğini tahmin bile etmemiştir. 1894 yılında küçük bir yerde şişelenmeye başlayan Coca Cola 1899 yılında yani tam 5 yıl sonra geniş çaplı şişelemeye geçmiştir. 1920 yılında ise tüm Amerikada satışa çıkmış durumdadır. 1950 yılında Time dergisine kapak olan ilk ürün oldu. 1965 yılında ise ülkemizde satışa çıkmıştır.
Bugün ise dünyanın 200 ülkesinde satıştadır.




Ve pin-up kızları ile özdeşleşmiş tutkunu olduğum Coca-Cola reklam afişleri de,günümüzün vazgeçilmezleri arasında.














Cadillac 59


                  Bayılıyorum bu arabaya!!!














ve


  tasarımları




 
 

25 Eylül 2009 Cuma

Diploma

Sonunda diploma almak için öğrenci işlerinde verilen savaştan artık kurtuldum ve bugün Gazi Üniversitesi'nden gazi olarak diplomamı elime alabildim.

Türkiye'de devlet dairelerinde veya üniversitelerin öğrenci işleri gibi yerlerdeki memurların sözlerine tam anlamıyla güvenmemek gerektiğini ve hatta güvenmeme duygusu ile işini sağlama aldığını bugün iyice anlamış bulunmaktayım.Zaten insanları azarlar tarzda konuşmanın dışında, karşısındaki kişiden kesin cevap alabileceği bir soru yöneltmeden ve bir an önce bitirmeye uğraşırcasına işlerini yapmaya çalışıyorlar.İşte eğer ben bugün öğrenci işlerindeki memura güvenip 'işini biliyodur,bir bildiği vardır' düşüncesiyle hareket etseydim,ve evden tekrar okula şüphelendiğim konuyu sormak için gitmeseydim işlerim 20gün  aksayacaktı. Ama yine de nasibimi aldım tabi.Sabahın köründe okul ve ev arasında iki kere mekik dokudum. Ama en son ki durum daha vahimdi. Çok sinirlendiğim için memura dönüp 'sizin yüzünüzden sabahtan beri uğraşıyorum çünki bana doğru dürüst soru sormadınız ve yanlış bilgilendirdiniz' dedim. İşte hafif bir gülümsemeyle gelen cevap şuydu 'ee siz benim lafıma ne güveniyorsunuz ki'...Vahim gerçekten vahim.

23 Eylül 2009 Çarşamba

Bu tam patlamış mısırlık...



Birkaç gündür filmlere daldım. İzleyin derim.
*Cache
*Music within
*Lost in translation
*The sea inside
*Once
*Çingeneler zamanı(izlememiştim ama cidden güzelmiş)