17 Temmuz 2011 Pazar

Orda burda gezerken duyduğum, söyleyeni ve adını bilmediğim iki şarkı var kulağıma yer etmiş. Bu iki şarkıyı duyduğum anda melodisini ve sözlerini eve gidene kadar hafızamda tutmaya çalışıyorum. Google ve youtube işbirliğiyle bulayım diye. Eve geldiğimde beynimde kalan ne melodinin 'm' si, ne de sözlerin 's'si...Hapşırmak üzereyken hapşırığın kaçması kadar bile bir kıpırtı yok.

14 Temmuz 2011 Perşembe

















Kışın sorun değil ama yazın binaların daha çok üstüme geldiğini hissediyorum. Özellikle Kızılay'daki şekilsiz, sevimsiz binalar daha etkili bu konuda... Halbuki  işe yürürken çimleri biçilmiş ve kokusu buram buram kokan bir bahçeden geçsem, balkonunda fışkırırcasına çiçekleri olan, en fazla dört,beş katlı binalar görsem, içimde olan o bunaltıyı çamaşır suyuyla yıkamış gibi olacağım. Ha bir de gözlerim deniz arıyor tabi bir Ankara'lı olarak.Hadi deniz olmasın, bir nehir aksın bari. Kuruya kaldık!

30 Mayıs 2011 Pazartesi

 Beyaz tuğla duvarlı, üstünde retro tabelalar asılı mutfak hastalığı var bende.






















Yaz gelsin artık

22 Şubat 2011 Salı

12 Şubat 2011 Cumartesi